Arslan: "İnsanlar Öfkelerini Yöneltebilmek için Suçlu Arıyorlar."
01-03-2023 | 00 : 15 41
Elmas TV’de her pazartesi günü ekranlara gelen Detay programının konuklarından biri olan Uzman Klinik Psikolog Olcay Arslan, 11 ili etkileyen büyük depremlerin ardından çeşitli psikolojik sorunlarla karşılaşmaları mümkün olan afetzedelerin sağlık durumlarıyla ilgili tespitlerde bulundu ve önerilerini sundu.
Karadeniz Ereğli ilçesinde görev yapan ve 12-65 yaş arası vatandaşların psikolojik sorunlarının çözümünde kendilerine destek olan Olcay Arslan, depremlerden sonra afet bölgesine giderek çalışma yapması gereken ilk ekibin psikologlar olmadığını belirterek; “İlk yapılması gereken hayat kurtarma çalışmalarının yapılmasıdır. Önce işin fiziki boyutlarıyla ilgilenilmesi gerekir. Psikologlar ise bütün bu süreçler atlatıldıktan sonra devreye girmekle yükümlüdür.”, dedi. İlk çalışmalar yapılmadıkça psikologların deprem bölgesine gitseler bile kendilerinin de barınma sorunu başta olmak üzere çeşitli sorunları olacağını kaydeden Arslan; “Hayati ihtiyaçlarımızı gidermemiz, gittiğimiz bölgeye de ayrı bir yük olacaktır. Arama kurtarma çalışmalarının tamamlanmasından sonra psikologların bölgeye gitmesi daha makul olacaktır.”, yorumunda bulundu.
Kendisinin Kızılay gönüllüleri ile iletişim kurduğunu, Karadeniz Ereğli’ye gelenler arasında Hatay’dan on kişilik bir aile olduğunu hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Olcay Arslan bu aileye gönüllü olarak destek vermeye çalıştığını belirterek şunları söyledi:
“Afetzedelerde Travma Sonrası Stres Bozukluğu Yaşanabilir.”
“Yaşanan bu felaketten sonra afetzedelerde travma sonra stres bozukluğu olacaktır. Bu belirtiler genellikle şok etkisi dediğimiz etkilerle ortaya çıkıyor ve üç ila dört hafta kadar sürüyor. Bunun sonrasında ise pasifleştirme ve yeniden yapılandırma dönemi adını verdiğimiz dönem başlıyor. Kişi bu dönemde kendisini hayata daha iyi adapte etmeye başlar. Hayattan daha olumlu sonuçlar almaya başlar. Bundan sonra da ilaca yönelik plan yapma aşamasına gelinir. Geleceğe yönelik plan yapma aşaması da denilen bu dönemde insan daha mutludur; geleceğe yönelik planlarını yapmaya başlar. Depremden sonra nerede yaşamaya devam edeceğine karar verebilir.”
***
Suçluluk Duygusuna Dikkat Çekti
“Deprem elbette herkesi uzaktan-yakından etkiledi. Bizler depreme ikinci dereceden etkilenen insanlar olarak sosyal medyadan şahit olduk ve aynı duruma maruz kaldık. Bu süreci yakından hissettik. Aslında bu hissettiğimiz suçluluk duygusu. Bizim hayatta kalanlar olarak hissettiğimiz suçlulukla alakalı bir durum… Bizler aslında hayatta kaldığımız için kendimizi suçlu hissedebiliyoruz. Mesela yediğimiz yemekten haz almıyoruz; uyku problemleri yaşayabiliyoruz. Gülümsemekten bile kendimizi sakınabiliyoruz. Kaygı düzeyimiz yüksek olduğu için daha depresif olabiliyoruz. Bilmek gerekir ki bu, sağlıksız bir düşünce; çünkü insan hayatta kalma içgüdüsüyle yaşamak isteyen bir varlık. Bu sebeple insan kendi yaşamına devam etmek zorundadır. Bu, geçmişi unutacağımız ya da geçmişten ders çıkarmayacağımız anlamına gelmemektedir. Geçmişte yaşadıklarımızdan ders çıkararak bunların tekrar yaşanmaması için neler yapılabilir konusunu değerlendirmek gerekir.”
***
“İnsanlar Öfkelerini Yöneltebilmek için Suçlu Arıyorlar.”
“İnsanlar yakınlarını ve yaşam alanlarını kaybettiler. Bu durumda da bir öfke geliştirdiler. Hemen suçlu aramamak lazım. Suçlu bulunur; ancak bu, şu anki aşamada olması gereken bir durum değil. Şu an öncelikle yaraların sarılması gerekiyor. İnsanların, kendi hayatlarını devam ettirebilmeleri için gerekli koşulların oluşturulması gerekiyor. Bütün bu aşamalardan sonra suçlu ya da suçsuz bulunabilir. Ancak bu durumda bile insanlar, öfkelerini yöneltebilmek için bir kurban arıyorlar.”
***
“Depresyonla Nasıl Başa Çıkılabilir?”
“Depresyon kısaca insanların hayattan zevk alamamaları olarak tanımlanabilir. İnsan, arkadaşlarıyla bile bir araya gelmekten kaçınabilir. Yaptığı hobilerden uzaklaşabilir. Eskiden yaptıklarından aynı tadı alamayabilir. Bunun gibi birçok semptomu bulunabilir. Depresyonun üstesinden gelebilmek için hayat biçimimizi yeniden dizayn etmek gerekir. Yeni hobiler edinmek, ne kadar istemesek de eski hobilerimize geri dönmek bunlar arasında sayılabilir. İnsanın düşünce yoğunluğunu azaltmak için bu tarz hobiler insanın dikkatini dağıtır ve odak noktasını değiştirir. Bunlar depresyonun semptomlarının hafiflemesine de yardımcı olur. Bunun dışında düzenli uyku ve sosyal olmak da diğer şartlar arasında gösterilebilir. İnsanın doğasında olan durumlardan uzaklaşmamak gerekir. İnsanlarla ilişkileri kısmak içe kapanmaya sebep olur. Bu durumda da insan düşünmek zorunda kalır ve düşündükçe de bir bataklığa girer. Kısaca zihnimizi sürekli meşgul edecek uğraşlar edinmek gerekir.”
Haber : Zonguldak Post
ETİKETLER : Yazdır
Ekonomi
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor