İsa Mutlu Önemli Açıklamalarda Bulundu
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Yardımcısı İsa Mutlu, Amasra'da meydana gelen maden kazasına ilişkin kurulan ve 11,5 saat süren toplantıda TBMM Araştırma Komisyonu'nda önemli açıklamalarda bulundu.
25-11-2022 | 11 : 48 05
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMÄ°S) Genel BaÅŸkan Yardımcısı Ä°sa Mutlu, Bartın'ın Amasra ilçesinde meydana gelen maden kazasını araÅŸtırmak üzere kurulan TBMM AraÅŸtırma Komisyonu’nun 7'nci toplantısında sunum gerçekleÅŸtirdi. Mutlu, 11.5 saat süren toplantıda komisyon üyelerinin sorularını cevaplandırdı. Mutlu: "Bu özel sektör sahibi bu acıdan nemalanmaya çalışarak ÅŸu anda orada sanki işçi alıyormuÅŸ gibi bir hava uyandırıyor ve devleti de milleti de işçimizi de bizi de sömürmeye devam ediyor; biz bunu söyledik, söylemekten de çekinmeyeceÄŸiz." dedi.
Toplantıya, sendikayı temsilen GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu ve maden mühendisi Nizamettin Tiryaki katıldı. Komisyon Başkanı Taner Yıldız, 7'nci toplantıyı yaptıklarını anlatarak yetkili olan Genel Maden İşçileri Sendikası ile diğer madencilik faaliyeti gösteren sendikaları dinleyeceklerini söyledi. Ardından GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu sunumunu gerçekleştirdi. Mutlu, Amasra kazasında hayatlarını kaybeden 42 maden şehidimizi anarak başladığı konuşmasında şunları söyledi:
"Amasra maden kazasında şehit olan ve bugüne kadar iş kazası sonucu hayatını kaybeden maden şehitlerimize Allah'tan rahmet, aile ve akrabalarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Meydana gelen maden kazasının tüm yönleriyle araştırılarak benzer kazaların önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan bu komisyonun çalışmalarının madencilik sektörümüze ışık tutmasını ve bu tür kazaların tekrar yaşanmamasını temenni ediyorum.
Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi'nde uygulanan işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine yönelik; mekanize kazı sistemleri, merkezi gaz izleme sistemi, gaz ölçüm aletleri, ferdi kurtarıcılar, uyarı sistemleri, eğitim, denetim ve diğer önlemlere rağmen bu kaza meydana gelmiştir. Kazanın temel unsuru olarak kamuoyunda açıklanan Bilirkişi İncelemesi Raporunda yer alan 'Yetersiz ve etkisiz havalandırma sistemi olayın meydana gelmesindeki en temel unsurdur.', denilmektedir. Ayrıca bilirkişi raporunda açıklanan Merkezi Gaz İzleme Sistemi verilerinde metan gazının müteakip defalar uzun süre boyunca potansiyel patlayıcı seviyelere ulaşmasına rağmen, ikaz ve alarm seviyelerinde maden ocağının kısmen dahi olsa boşaltılması yönünde önlem alınmadığı belirtilmiştir. Bu durumun izah edilebilecek bir yanı yoktur.
Kaza; üretim ve hazırlık çalışması yapılan -300/-350 kotlarındaki -320 Kalın damar tabanda (bilirkişi raporunda belirtilen) metan gazının bir kıvılcımla buluşarak patlaması sonucu meydana geldiği şeklindedir. Kazanın meydana geldiği alanlar yangın nedeniyle barajla kapatılmıştır. Yangının tamamen sönmesi ve yapılacak ölçümler sonucu yeraltının tamamen güvenli hale gelmesi durumunda kaza mahallinde teknik inceleme yapılabilecektir. Ancak alınan önlemlere rağmen bu kadar büyük çaplı kazanın meydana gelmesi sıralı emniyet tedbirlerinde bir eksiklik, ihmalin olduğunu göstermektedir. Yeraltında yapılacak teknik incelemede patlama noktaları, etkileri ve sensöryerleri görüldüğünde daha net bilgiler ortaya çıkacaktır.
Yeraltı kömür iÅŸletmeciliÄŸinde mevzuatta belirtilen ana kurallardan vazgeçilmemelidir. Türkiye TaÅŸkömürü Kurumu yönetmeliÄŸin c maddesine göre degaja müsait damarlarda ilerleme yönünde en az 25 metreden az olmayacak ÅŸekilde kontrol sondajları yapılmakta olup buna göre önlem almaktadır. TTK üretim alanları artık derin kotlarda -200 metre altında olup riskler artmıştır. Yeraltı kömür madenciliÄŸinde ocağın genel güvenliÄŸini tehdit eden tehlikelerin başında metan gazı gelmektedir. Bu nedenle degajlara karşı “Gaz drenajı” yapılması saÄŸlanmalıdır. EÄŸitimlere, her kademede iÅŸ saÄŸlığı ve güvenliÄŸi eÄŸitimlerine, mesleki eÄŸitimlere daha fazla önem verilmelidir. Yeraltında yapılan iÅŸ gereÄŸi genel güvenliÄŸi etkileyebilecek sanatlarda çalışanlar için yeni eÄŸitim ve denetim prosedürü oluÅŸturulmalıdır. Yeraltında yardımcı sanatlardaki işçi eksikliÄŸi geçmiÅŸten günümüze, grup dışı çalıştırma, geçici sanat deÄŸiÅŸimi yoluyla Pano Ãœretim İşçiliÄŸinden giderilmiÅŸtir. 2015 yılından itibaren gruplu çalışanların tamamı daimi statüye alınınca sadece geçici sanat deÄŸiÅŸimleri yapılmaktadır. TTK da sanat birleÅŸimleri; “iÅŸyerini yaÅŸatmak, istihdamı kolaylaÅŸtırmak ve artırmak, çalışan kiÅŸilerin gücünden azami derecede istifade etmek ve benzer iÅŸleri ihtiva eden sanatları azaltmak” amacıyla yapılmıştır. Yapılan sanat birleÅŸimleri sonucu bugün yeraltında 10 ve yerüstünde 21 olmak üzere toplam sanat sayısı 31’e düşmüştür. Ãœretimin, işçi saÄŸlığı ve iÅŸ güvenliÄŸi kuralları dâhilinde yapılabilmesi ve sürekliliÄŸinin saÄŸlanabilmesi için işçi eksikliÄŸi acilen giderilmelidir."
‘DENETÄ°M ELEMANI SAYILARI ARTTIRILMALI’
"Madencilik sektöründe denetim yeterince sağlanamamaktadır. Bu nedenle denetim elemanı sayıları artırılmalıdır. İşletmeciliğin her aşamasında etkin denetimler yapılarak yukarıda belirttiğimiz ana kuralların olması sağlanmalıdır. Denetimler başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yapılmaktadır. Denetim kadroları deneyimli maden mühendisleriyle güçlendirilmelidir. İş Güvenliği uzmanları ücretlerini, işverenin karşılayacağı bir fondan almalı ve iş güvencesi getirilmelidir. İş Güvenliği uzmanlarının özgürce çalışabilmesi için gerekli adımlar atılmalıdır. Tüm çalışanlar sigortalı, sendikalı ve iş güvencesine kavuşturularak örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Zonguldak kömür havzasında önce küçük ölçekli sahalar sonra büyük sahalar rödövans usulü ihaleyle özel sektöre açılmıştır. Ancak istenilen amaca gerek işçi sağlığı ve güvenliği, gerekse üretim bazında ulaşılamamıştır. Riski yüksek kömür havzaları devlet tarafından işletilmelidir. Havza madenciliği uygulanmalı, sahalar küçük parçalara bölünmemelidir. Türkiye kendi doğal kaynaklarını kullanmak, kurumsal hafızayı kaybetmemek için Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK), Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ve Maden Tetkik Arama (MTA) gibi madencilik sektöründe deneyimli kurumlarını korumak ve geliştirmek, kendi madencilerini yaşatmak, istihdam yaratmak, iş sağlığı ve güvenliğinden taviz vermeden üreterek kömür ithalatını azaltmak mecburiyetindedir."
‘KAZADA İŞÇİLERÄ°MÄ°ZÄ°N BÄ°R KUSURU YOKTUR’
"Yeraltı kömür madenciliği içerdiği riskler itibarıyla dünyanın en ağır ve tehlikeli iş koludur. İşletmecilik kurallarına uyulmadığı zaman bu risklerin katlanarak arttığı açıktır.Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesinde alınan önlemlere rağmen bu kadar büyük çaplı kazanın meydana gelmesi İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Önlemlerinde ve alınması gerekli sıralı emniyet tedbirlerinde büyük bir eksiklik ve ihmal olduğunu göstermektedir. Bu eksiklik işveren ve temsilcilerinin olup kazanın meydana gelmesinde çalışanlarımızın kusuru yoktur. Maden kazalarının kader olmaktan çıkarılması için kazanın nedenleri ortaya konmalı, bu kazanın son olması için ilgili Yasa ve Yönetmelikler çerçevesinde gerekli önlemler alınmalıdır."
Ä°sa Mutlu, sunumun ardından Komisyon BaÅŸkanı Taner Yıldız, BaÅŸkanvekili Muhammet Balta, komisyon üyeleri Polat Türkmen, Aydın Özeri, Aysu BankoÄŸlu, Fehmi Küpçü, Ali KenanoÄŸlu, Kani Beko, Serpil Kemalbay Pekgözegü, Fahrettin YokuÅŸ, Mehmet Ali Özkan, Ãœnal DemirtaÅŸ, Hamdi Uçar, Deniz Yavuzyılmaz’ın sorularını cevaplandırdı. Sendika teknik müdürü maden mühendisi Nizamettin Tiryaki de teknik konular hakkında komisyona bilgiler verdi. Mutlu, Amasra Müessesinde facia nedeniyle üretimin durdurulması nedeniyle işçilerin izne çıkarıldığını ve yıllık izinlerinden düşürüldüğünü sözlerine ekledi. Komisyon üyesi Mehmet Ali Özkan, işçilerin yıllık izinlerinden düşüm yapılmasının yanlış olduÄŸunu bu konuyu bakanlık nezdinde gündeme getireceklerini söyledi.
Ä°ÅŸ saÄŸlığı ve güvenliÄŸi konusunda sendikanın yaptığı çalışmaların sorulması üzerine Mutlu, “Bu kazaya kadar bu bölgede böyle bir kaza yaÅŸanmamıştı. Biz eÄŸer iÅŸ güvenliÄŸi eksikliÄŸi varsa sendika olarak zaten orada iÅŸ durdurma eylemini yetkimiz, denetim yetkimiz olmamasına raÄŸmen bugüne kadar yapmışızdır zaman zaman. Ä°ÅŸ güvenliÄŸi konusunda bakın, yani bu konuda ne kadar hassas olduÄŸumuzun görülmesi açısından söylüyorum: Ä°ÅŸverene, yeni iÅŸe alınan işçilerin veya tekâmül eÄŸitim kurslarının yapımında sendikaya da sendikanın görüşlerine de yer verilmesi konusunda ve sendikanın da oraya ders verme konusunda saat ayrılması konusunda yazılarımız var, yani eÄŸitimlerin süreklilik arz etmesi konusunda, iÅŸ güvenliÄŸi kurallarının, eÄŸitimlerinin devamlı verilmesi konusunda zaman zaman yazılarımız ve takiplerimiz var. Ä°ÅŸ güvenliÄŸi deÄŸiÅŸik müesseselerde sadece Amasra'yla ilgili deÄŸil, diÄŸer üretim müesseselerinde de iÅŸ güvenliÄŸi toplantıları tutanakları incelendiÄŸinde bunun hakkında sendikamızın elinden gelen takibi yaptığı görülecektir.” dedi.
Mutlu, ‘İşçi eksikliÄŸi, iÅŸ güvenliÄŸi tehlikesi oluÅŸturacak boyutlara geldi. Siz ne yaptınız sendika olarak? Bunu bakanlığa veya genel müdürlüğe veya deÄŸiÅŸik birimlere ulaÅŸtırdınız mı?’ sorusunu üzerine şöyle cevap verdi: “Biz yıllardır hem Türkiye kamuoyuna hem de gerekli yetkili mercilere işçi açıklarının iÅŸ güvenliÄŸi tehlikesi oluÅŸturduÄŸu boyuta geldiÄŸini, hem yazılı basında hem görsel basında hem de yetkili birimlerle yaptığımız görüşmelerde dile getirdik. Burada 8’inci ayın 7’si 2020 tarihinde ve deÄŸiÅŸik tarihlerde, ondan sonraki tarihlerde de yine işçi açıklığının iÅŸ güvenliÄŸini ve üretimi olumsuz ÅŸekilde etkilediÄŸine ve acilen bu kuruma işçi alınması gerektiÄŸine dair yazılarımız var, bununla ilgili yazılı ve görsel basında demeçlerimiz var. Yine, en son Sayın Enerji Bakanımız Fatih Dönmez ve Yardımcısı, kurumun Genel Müdürü ve diÄŸer milletvekillerimiz Polat Türkmen, Hamdi Uçar ve Ahmet ÇolakoÄŸlu Bey’in olduÄŸu toplantıda bunu dile getirdik. Sayın Bakanımıza bize işçi alımını kendilerinin de istediklerini, bunun için gerekli çalışmaların yapıldığını CumhurbaÅŸkanımız takdir ederse işçi alımının olabileceÄŸini ifade etmiÅŸti. İşçi alımı konusunda zaman zaman yaptığımız eylemlerde, yaptığımız mitinglerde, yine dediÄŸim gibi yazılı ve görsel basının demeçlerinde, Bakanlık nezdinde, sayın milletvekillerimiz hem muhalefet milletvekillerimiz hem iktidar milletvekillerimizle beraber yaptığımız görüşmelerde Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdık, Bakanlığa taşıdık, elimizden gelen çabayı sarf ettik. Dünyada hiçbir yerde görülmemiÅŸtir; sendika, örgütlü olduÄŸu iÅŸ yerine işçi alınsın diye mücadele etsin ama biz bunu dahi yapıyoruz. İşçi alınsın diye canımızı diÅŸimize takarak mücadele ediyoruz. Bu konuda Genel Müdürlüğümüze defaatle yazılar yazdık, defaatle söyledik, Bakanlığımıza yazı yazdık, defaatle görüşmeler yaptık. Bugüne kadar sonuç alınamadı. Tabii ki kesinlikle işçi açıkları giderilmelidir.”
Amasra sahasının özel sektöre devredilmesi konusunda ki soruyu da cevaplandıran Mutlu, 2005 yılında Hattat Holding’in havzaya girerek en büyük ihaleyi aldığını söyledi. Termik santral açmak için bölgede kömür üretimi yapacaklarını ilan eden firmanın bugüne kadar bir kürek dahi kömür çıkarmadığını anlatan Mutlu, şöyle dedi: “Bu insanlar on altı yıldır, on yedi yıldır bu bölgede bir kürek kömür çıkarmadılar. Daha bir-iki yıl önce termik santralle onları ortaklaÅŸtırıp canlı yayından yayın yapıldı. “5 milyon ton buradan üretim yapılacak. 5 bin kiÅŸi çalışacak.” denildi. Åžu anda Hattat Holding’de çalışan kiÅŸi sayısı 100 ve bir kürek kömür çıkarılmadı. Åžu anda insanlığımdan utanarak söylüyorum, bunu baÅŸka bir ÅŸekle sokmak için söylemiyorum. Faciayı yaÅŸadığımız gece Mehmet Hattat telefonu açmış canlı yayında, müdürü önünde, bizim önümüzde, arkasına bir tane Çinli uzman takmış, sayın bakanlarımızın yanına girmeye teÅŸebbüs ediyor. “Efendim, Çinli uzmanımız var, iyi bir tahlisiyeci, kurtarma ekibine dâhil olsun.” Türkiye TaÅŸkömürü Kurumunun tahlisiye ekibinden daha büyük tahlisiye ekibi ÅŸu anda Türkiye’de yok. Dünyada ödül almış bir tahlisiye ekibimiz var.
Bu özel sektör sahibi bu acıdan nemalanmaya çalışarak ÅŸu anda orada sanki işçi alıyormuÅŸ gibi bir hava uyandırıyor ve devleti de milleti de işçimizi de bizi de sömürmeye devam ediyor; biz bunu söyledik, söylemekten de çekinmeyeceÄŸiz. Yani az önce burada bizi mevcut iktidarın hegemonyası altında olmakla suçlayanlara iyi bir cevap olsun diye söylüyorum. Bunu yapmıyoruz. 2005’ten bu yana, orada hiç kimsenin çalışmadığını ve orada üretim yapma amacıyla gelinmediÄŸini yaÅŸayarak gören insanlarız. Ve bugün yine de çalışılmayacak, yarın yine çalışılmayacak, iddia ediyoruz. Çünkü kendisi aÄŸzıyla ifade ediyor: “Ben buraya termik santral açmaya geldim. Ben kömürcü Hattat olmaya gelmedim.” diyor. Dolayısıyla bu konuda eski Sayın Enerji Bakanımız da buradayken, gerekli mercilerdeki yetkililer de buradayken hepinizin huzurunda söylüyorum: Bizim bu faciayı yaÅŸamamızın yegâne sebeplerinden biri Hattat Holding’dir çünkü bizi bir kenara sıkıştırdılar.
Ãœretim alanlarımızın büyük çoÄŸunluÄŸunu Hattat Holdinge verdiler. Biz, ruhsat bölünmesi aÅŸamasında Hattat Holdinge tolerans tanındığına dair mahkemeye verdik. “Siz yetkili deÄŸilsiniz.” diye mahkeme bizi reddetti. Ãœst mahkemeye taşıdık, mücadelemiz devam ediyor. Biz, söylenen bütün eksikliklerle alakalı vicdanen rahatız. Mücadeleci bir sendikayız. Türkiye’deki en mücadeleci maden sendikası olduÄŸumuzu söylüyoruz ve iddia ediyoruz ve bu mücadelemizden bu faciayı yaÅŸadık diye vazgeçmeyeceÄŸiz. Orada ifade ettiÄŸim gibi hem üretimimize inadına devam edeceÄŸiz, hem de ÅŸehit arkadaÅŸlarımızın hatırına, anısına o müesseseyi yaÅŸatmak için mücadele edeceÄŸiz hem iÅŸ güvenliÄŸi ve iÅŸ saÄŸlığı kurallarının daha iyi uygulandığı ortamlarda üretim yapmaya inadına devam edeceÄŸiz.”
İşçi açıklarının iÅŸ saÄŸlığı ve güvenliÄŸi konusunda riskler oluÅŸturduÄŸunu yıllardır dile getirdiklerini bir kez daha belirten Mutlu, “Biz sorunlarımızı, iÅŸ yerindeki işçi eksikliÄŸinin iÅŸ saÄŸlığı ve güvenliÄŸini tehlikeye soktuÄŸuna dair buralarda neler yapılması gerektiÄŸine dair raporlarımızı bütün siyasi parti liderlerimize ve yöneticilere, milletvekillerine, bölge milletvekillerine ilettik. Ve bununla alakalı bunun dışında 2017 yılında Bülent Ecevit Ãœniversitesi öğretim üyelerine bir rapor hazırlattık, kitapçık hâlinde. Bölge bölge hangi havzada hangi üretim koÅŸulları uygulanmalı, ne gibi iÅŸ güvenliÄŸi önlemleri alınmalı; sorunlar veçözüm önerileri olacak ÅŸekilde bir kitapçık, bir rapor hazırlattık, Bülent Ecevit Ãœniversitesi öğretim üyelerine. Ve o raporu bütün siyasi partilere ve bütün siyasi partilerimizin genel baÅŸkanlarına bizzat ulaÅŸtırdık. Yani biz defalarca bu Meclis’in kapılarını, bakanlıkların kapılarını, genel baÅŸkanların kapılarını aşındırdık bu konuyla alakalı. Bu konuda üzerimize düşen sorumluluÄŸu sonuna kadar yerine getirmeye çalıştık.
Ä°HMALDEN KAYNAKLANAN BÄ°R FACÄ°A YAÅžANDI
‘Bu ocakta eksik gördünüz mü?, Sendikanıza gelen bir ÅŸikayet oldu mu?’ sorusunu cevaplayan Mutlu, “Biz ocaklarda insan canının en ufak bir ihmali kabul etmediÄŸini biliyoruz; en ufak bir ihmalin bedelinin ne kadar ağır olacağını, böyle toplu facialara sebep olacağını biliyoruz. Görseydik ve bize en ufak bir ÅŸikayet intikal etmiÅŸ olsaydı bu sorunlar, zaten müdahale ederdik ama bizim bilgimiz dışında illa orada bir eksik olmadı diyemeyiz çünkü belli ki bir ihmal var, bu ihmalden kaynaklanan bir facia yaÅŸandı. Bu ihmalin orada nasıl gerçekleÅŸtiÄŸini; yani daha sonraki yapılacak teknik analizlerden sonra, ocak açıldıktan sonra, yangın söndükten sonra yerinde yapılan incelemeler yapılıp bittiÄŸinde daha deÄŸiÅŸik görüşler ortaya koyabiliriz belki ama ÅŸu anda bunun hakkında bir ÅŸey söylemek zor olur çünkü oradaki ihmali yani kimin sebep olduÄŸu veya nasıl geliÅŸtiÄŸini bilemiyoruz. Patlamanın etkisi ve nerede gerçekleÅŸtiÄŸi ocak açıldıktan sonra incelemeler yapıldığında ancak daha ÅŸeffaf ÅŸekilde ortaya çıkacaktır.”
SADECE FACÄ°ALARDAN SONRA HATIRLANMAK Ä°STEMÄ°YORUZ
Mutlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sendika olarak facialardan sonra akla geliyoruz. Facialardan önce bir sürü mücadele verdik, eÅŸit iÅŸe eÅŸit ücret sorunumuz var. Yer altında yıllarca çalışanlarımız, bugün ÅŸehit olan kazmacılarımız, yer altında asgari ücretle çalıştıkları günlerin mücadelesini biz verdik. Düzelsin diye mücadele ettik, kapı kapı dolaÅŸtık. Soma faciasından sonra Allah rahmet eylesin, mekânları cennet olsun yer altındaki arkadaÅŸlarımızın haklarını aldık. KeÅŸke o faciadan sonra deÄŸil de daha önce alabilseydik çıkan yasalarla. Yine maden ÅŸehidi ailelerin hakları vardı, yıllardır mücadele ediliyordu. Bu faciadan önce sözü verilmiÅŸti ama maalesef kötü bir tesadüf oldu, bu faciadan sonra onların da hakkı kendilerine iade edildi. Ben emeÄŸi geçen hem iktidara hem muhalefete teÅŸekkür ediyorum. Burada bölge milletvekillerimiz çok çaba sarf ettiler, bu konuda çok yoruldular. Bartın, Zonguldak milletvekillerine de ayrıca teÅŸekkür etmek istiyorum.
KAÇAK OCAKLAR İÇİNDE BİR KOMİSYON KURULSUN
Bugün toplu bir facia olduÄŸu için buradayız ama Zonguldak’ta her gün ölen kaçak ocakta çalışan insanlar var. Defalarca devletin Valisinden tutun devletin bakanına kadar, siyasi partilerin genel baÅŸkanlarına kadar bu sorunu anlattık. Gelin bir komisyon da Zonguldak’taki kaçak ocak çalışanlarını ve kaçak ocakları incelemek için kuralım. Gelin bir komisyonda da onları tartışalım. Gelin orada da sorumluların kimler olduÄŸunu, orada da suçluların kimler olduÄŸunu hep beraber masaya yatıralım. Orada biz yetkili sendika deÄŸiliz, yetkili sendika olmamamıza raÄŸmen arkadaÅŸların sendikası, sigortası olmamasına raÄŸmen biz bunu yapmaya hazırız. Bakın bunları kimse dile getirmiyor, biz dile getiriyoruz.
"TTK ZARAR EDÄ°YOR" DÄ°YOR
Bu kaçak ocaklarda sorunlar dururken Zonguldak’ta 2 bin kiÅŸi kopil kopil çocuklarımız, o 15 yaşındaki çocuklarımız mahalle aralarından kaçak ocaklara girerken bütün birimlerimiz görüyor, kimse sesini çıkarmıyor ama “TTK zarar ediyor.” diye devletin Valisi çıkıyor, açıklama yapıyor. Devletin Bakanı, milletvekillerimiz “TTK zarar ediyor.” diye açıklama yapıyor. TTK’nin zararını konuÅŸtuÄŸumuz kadar Zonguldak’taki kaçak ocaklarda ölen insanları konuÅŸsak onların sayısı emin olun bu 42 kiÅŸiden çok daha fazla. Elektrik direklerinin dibine atılıyorlar, hastane kapılarının önüne atılıyorlar. Vicdanı soruyorsak, benim vicdanımı sorgulayanlar lütfen hep beraber bir araya gelelim, o kaçak ocakları masaya yatıralım. Yazıktır, günahtır.
Biz, hiçbir kimsenin sendikası olmadık, biz siyasetüstü bir sendikayız. Bugüne kadar hangi hükûmet geldiyse 90’larda da mücadele ettik, eylem yaptık.Bugün Ak Parti döneminde de eylem yaptık defalarca.Yarın gerekirse yine yaparız. Biz hiçbir siyasetin, hiçbir ideolojinin sendikası olmadık, olmayız. Biz ne muhalefetin adamı oluruz ne iktidarın adamı oluruz; biz sadece emeÄŸin adamıyız, işçinin adamıyız.Onların haklarını savunmakla mükellefiz, o iÅŸi yapıyoruz sadece.”
Haber : Ereğli Önder Gazetesi
ETİKETLER : Yazdır
Ekonomi
Çok Okunanlar
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor