08-03-2023 | 15 : 42 42
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak İl Kadın Kolları Başkanı Merve Kır öncülüğünde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü açıklaması yapıldı.
CHP İl Başkanlığı binasında yapılan basın açıklamasına Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun, Merkez İlçe Kadın Kolları Başkanı Zehra Sekme, İlçe başkanları ve kadın yöneticiler katıldı.
Kır açıklamasında şu görüşleri sundu:
"Bugün Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak; 81 ilde, 973 ilçede eş zamanlı basın açıklaması yapıyor ve dünyanın bütün kadınlarıyla birlikte dayanışma içinde eşitsizliğe meydan okuyoruz!
Değerli Basın Emekçileri,
Her kadın emekçidir. Hatırlayalım: takvimler 8 Mart 1857’yi gösterdiÄŸinde New York’ta 40 bin dokuma işçisi kadın eÅŸit iÅŸe eÅŸit ücret ve insanca çalışma koÅŸulları talebiyle grev baÅŸlattı. Ä°ÅŸverenin işçileri fabrikaya kilitlemesinin ardından çıkan yangında, 129 kız kardeÅŸimiz hayatını kaybetti. Bu ölümler bir son deÄŸil, baÅŸlangıç oldu. Kadınların haklı direniÅŸi tarihe geçti…
Bu mücadele asla unutulmadı. 1910 yılında, 8 Mart tarihi, yangında yaÅŸamını yitiren işçi kadınların anısına, “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak ilan edildi.
Bugün, insan onuruna yakışır bir yaşam mücadelesi verirken yitirdiğimiz bu kız kardeşlerimizi anma günüdür.
Bu sene 8 Mart’ta içimizde hem bir burukluk hem de büyük bir umut var. Ãœzgünüz çünkü “sesimi duyan var mı?” diye seslenirken enkaz altında yaÅŸamını kaybeden canların yüreÄŸimizde acısı var. Umutluyuz çünkü beceriksiz ve liyakatsiz kadrolar tarafından yönetilen ülkemizin kaderini deÄŸiÅŸtirecek olan örgütlü gücümüz ve kararlılığımız var. Gücümüze güç katan Millet Ä°ttifakımız var. Yol arkadaşı olmaktan onur duyduÄŸumuz Genel BaÅŸkanımız ve 13. CumhurbaÅŸkanımız Sayın Kemal KılıçdaroÄŸlu var.
Değerli Basın Mensupları,
Üzerinden bir ay geçen bu deprem hiç kuşkusuz ki herkesi, ama en çok da kadınları, çocukları, engellileri ve yaşlıları etkiledi. İktidarın eşitsizliği besleyen zihniyeti nedeniyle, bakım yükü afet bölgesinde de kadının sırtında. Derin bir acı yaşayan kadınlar, yüreğine taş basıp yemek yapmak, ailedeki çocuğa, yaşlıya, engelliye bakmak, çadıra su taşımak, çamaşır yıkamak gibi işleri de üstlendi. Halen barınma, tuvalet ve banyo sorunu çözülmemiş olan insanlar var. Bu koşulsuzluklar en çok da kadınları zorluyor.
Evsiz kalan yüz binlerce yurttaşımız sırtlarına bütün bu zorlukları yüklenerek farklı illere göç etti. Çocuklar en temel ihtiyaçları olan eğitimden mahrum kaldı.
Ülkemizde her üç kadından sadece biri kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda yer alıyor. Tablo bu kadar ürkütücü iken, yaşanan deprem binlerce kadını işsizlik kıskacına hapsetti. Depremde kadınlar, kanından, canından, malından olduğu yetmezmiş gibi, bir de işsiz kaldı. Geleceksiz kaldı.
Gaziantep’te genç bir kadın, “Depremin ilk üç günü kimse gelmedi. Ellerimle annemi enkazın altından çıkarmaya çalıştım. Günler sonra annemin cansız bedeni çıkarıldı. Öyle bir hale getirdiler ki bizi, annemin cansız bedenine tek parça halinde ulaÅŸtığımız için seviniyoruz. Bize dilenci muamelesi yapılıyor. Yapılmasın. 6 Åžubat öncesinde bizim de her ÅŸeyimiz vardı. Evimiz vardı, iÅŸimiz vardı, sevdiklerimiz hayattaydı… Bir gecede her ÅŸeyimizi yitirdik” diyerek yaÅŸananlara isyan etti.
Adıyaman’da iki haftanın sonunda zar zor çadıra eriÅŸebilen bir kız kardeÅŸimiz ise yaÅŸadıklarını şöyle anlattı:
Mülteci kampında bile koÅŸullar daha iyidir. Depremin 15. gününde çadırımız oldu diye sevindik! Çadırda iki aile kalıyoruz. BeÅŸ çocuk var, yarı aç yarı tok yatıyoruz. Yatıyoruz dediÄŸime bakmayın, yatağın altında ısıyı tutacak bir korunağımız yok. Ne bulduysak yere serdik, üzerine de yatak koyduk. Sadece iki tane yatağımız var. Resmen sırayla uyuyoruz. Havalar çok soÄŸuk. Üşüyoruz… Çocuklarımız hastalandı. Vücut dirençleri düştü. Kahvaltı tanımımız deÄŸiÅŸti. Kahvaltıda çorba, akÅŸam bulgur pilavı ve nohut yiyoruz. Koskoca günde sadece iki öğün yemek var. Buna da seviniyoruz çünkü diÄŸer çadırlarda kalan akrabalarımızın bunu da bulamadığını biliyoruz. Meyve sebze lüks oldu. Deprem günü sokaÄŸa ayağım çıplak fırlamışım, çocuÄŸuma zar zor bir ayakkabı bulduk. OÄŸlumun terliÄŸini ben giyiyorum. Yardım tırları geldi haberlerini görüyoruz. Bize ulaÅŸmadı. İçme suyunu sayıyla veriyorlar. Gün içinde ekmek için, su için, bir tabak çorba için sürekli kuyruktayız. Canımıza tak etti!
YaÅŸananlar öylesine ağır ki...Bu nedenle çok öfkeliyiz. AÄŸzını her açtığında “üç çocuk, beÅŸ çocuk” diye dayatanlar, bu süreçte hamile kadınlar için ne yaptı? BirleÅŸmiÅŸ Milletler Nüfus Fonu’nun verilerine göre, deprem bölgelerinde 226 bin hamile kadın bulunuyor. Bu kadınların gebe takibi bir yana resmen unutuldular, yok sayıldılar. Hamile kadınlar, stres nedeniyle düşük tehlikesiyle karşı karşıya bırakıldı. Beslenemeyen lohusa kadınlar sütten kesildi. Küçücük bebekler karda kışta sokakta kaldı. Ä°ktidar ne yaptı? Koskocaman bir hiç!
Depremde AFAD afetin ta kendisi oldu. Çadır dağıtması gereken Kızılay, parayla çadır sattı. Kayıp çocukların peşine düşmesi gereken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, hesap soruyoruz diye bizim peşimize düştü. Ne yaparlarsa yapsınlar, bizi susturamayacaklar! Buradan bir kez daha ilan ediyoruz: deprem sonrası açığa çıkan refakatsiz ve kayıp çocuklarımızın peşini asla bırakmadık, bırakmayacağız.
Koltuk sevdasına düşenler, bu süreçte halkın yanında olmadı. Ä°nsanlar, açlığa, sefalete ve yoksulluÄŸa mahkûm edildi. En kritik saatlerde, enkaz altından gelen yardım çığlıkları karşılıksız bırakıldı.
Biz bu yaşananlara göz yummadık, yummayacağız.
Depremin ilk gününden bu yana Genel Başkanımız ve 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde, bütün parti yöneticilerimizle, belediyelerimizle, örgütlü gücümüzle deprem bölgesindeyiz. Depremzedelere bütün gücümüzle destek oluyoruz.
Bu süreçte, betona insan hayatından daha çok değer veren zihniyetin, fay hattı üzerine sil baştan kentler kurmaya çalıştığı görüyoruz. Bizler, yeniden ölüme davetiye çıkaranların rant hırsına halkımızı kurban etmeyeceğiz. Yaşattıkları acılar yanlarına kar kalmayacak. Gözyaşımızı kurutanlardan hukuk önünde hesap soracağız.
Eşitsizliğe başkaldırıyoruz. Depremin ilk gününden bu yana dayanışmayı yükseltiyoruz. Ülkemizi yeniden ayağa kaldıracak politikalarımızı hayata geçiriyoruz. Kadınlar ve çocuklar için bir seferberlik başlattık. Bugün size bunun da detaylarını aktaracağız.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak afet bölgelerindeki depremzede kadın ve çocuklar için Kadın Danışma Merkezleri kurduk. Bugün bu merkezleri depremden etkilenen illerimizde halkımızın hizmetine açıyoruz.
YaşamHak Kadın Danışma Merkezlerimizde kadın kolları üyelerimiz görev alacak. Burada psikolojik destekten hukuki danışmanlığa, kadınlara özel ihtiyaç malzemelerinin temininden sağlık hizmetlerine her türlü desteğin verilmesini sağlayacağız.
Kadın Danışma Merkezlerimizde kadına yönelik şiddete ve çocuk istismarına karşı da bilinçlendirme çalışması yürüteceğiz. Genel Merkezimiz bünyesinde 7/24 hizmet sunan 444 82 85 hattımızı arayan kadınlara tek tek çözüm üreteceğiz.
Depremin yaralarını birlikte saracağız.
Yaşanan bu enkazın altında kalan iktidarı, tarihin tozlu raflarına kaldıracağız.
Cumhuriyetimiz, 100. yılında yeniden kimsesizlerin kimsesi olacak.
Önümüzde bir seçim var. Millet Ä°ttifakı olarak, ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün laik, çaÄŸdaÅŸ ve demokratik Türkiye anlayışını bu topraklarda yeniden hâkim kılacağız.
Bu seçim biz kadınlar için ölümle yaşam arasındaki ince çizgidir.
Yaşamımız ya pamuk ipliğine bağlı ya da güvenli olacak.
Ya kadını eşya gibi gören zihniyete teslim olacağız ya da eşit yurttaş olarak insan onuruna yakışır şekilde yaşayacağız.
Ya emeğimiz gasp edilecek ya da emeğimizin karşılığını aldığımız güvenceli işlerde, güven içinde çalışacağız. Ya afetler karşısında çaresiz kalacağız ya da bilimin ışığında tedbirler alacağız.
Ya çocuklarımızı geleceksizliÄŸe mahkûm edileceÄŸiz ya da çocuklarımıza aydınlık yarınlar inÅŸa edeceÄŸiz.
Buradan ülkemizin bütün kadınlarına çağrı yapıyoruz:
Ayağa kalkın!
Gelin! Halil İbrahim sofrasına birlikte oturalım.
Bizim yolumuz da yapacaklarımız da belli.
Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, hakkın, hukukun ve adaletin sağlandığı, hepimizin eşit, hepimizin tok, hepimizin güvende, hepimizin özgür olduğu bir düzen kurmak için geliyoruz.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun!
BAÅžLIYORUZ!"
Haber : Zonguldak Post